3 Temmuz 2013 Çarşamba

Hızlı yaşa, genç öl !

Yolun sonu gözükmüyor.. Çünkü uzaya açılıyor. Sonsuzluğa! Acaba insanoğlu sonsuzluğun fethine mi girişti.?Paganlık geri geldi galiba, insanların bir kısmı yarı tanrı, biri kendini tanrı sanıyor..

Aşka vakit yok! Sevgiler gel-geç.. Sex dahi anlamını kaybetmiş. Nerde o ‘beklenen sevgililer’. Gidersen git, anında yenisini bulurum. Ama bu da bir bıkkınlık yaratıyor, bir doyumsuzluk. Sadakat kayboluyor, yalan alelade hale geliyor. Gerçek parmaklarımızın arasından kum gibi kayıyor. Biz ekrandaki sanal görüntü ile avunuyoruz. İnsanlar cambaza baksın diye ne kadar çok avutucu çıkıyor. Müzik, moda, turizm, psikolog, ilaçlar.

Aklımdan çocuklar, aile, komşuluk, sevgi, saygı, merhamet, şefkat, cömertlik, sabır, şükür, öte dünya, ölüm geçiyor. Eski bir şarkı geçiyor, ‘Kavuşmamız mahşere kaldı’ diyor.

Hızlı bir araba al, hızlı bir telefon; hızlı bir bilgisayar, hızlı tren, hızlı yemek, hızlı ilişki, hızlı düşünce (acaba?), hızlı, hızlı, hızlı… Eh ne kaldı bize. Bir arabesk atasözü:

"Hızlı yaşa, genç öl, cesedin yakışıklı olsun."



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder