17 Eylül 2012 Pazartesi

Daha önce hiç böyle hissetmedim..


Yemin ediyorum. Gözlerim sana bakarken kocaman oluyor, seni dünyadaki herşeyden daha iyi görüyorum. Aklıma geliyorsun, gelirken yanında renkleri de getiriyorsun. Yeşil oluyor ağzım, burnum, saçlarım, dişlerim, annem, babam, televizyon.. buralar hep yeşil oluyor. Bir kafe'ye girip sonsuza dek oturmak istiyorum seninle. Rize'deki bütün çay tarlalarını seninle içmek, otobüste ayakta kalmak, kışın ayakkabılarımın su geçirmesini istiyorum. Beni öperken üzerime su sıçrat, beni severken etimi kanat, kaburga kemiklerimi kır çok sıkı sar ki kimse çözemesin. İnan ayaklarım seninle yürürken şarkı söylüyor, yeşil yeşil gülüyorum anlıyor musun? Anlamıyorsun, nasıl anlayacaksın ! Telefonu aç ben arayınca, ilkinde aç iki kere çalmasın.. Ben hep yanlış kişileri uzun uzun çaldırmışım yıllardır, nasıl sevdiğimin farkında değilim seni ! Sen gül ben espri olmaya razıyım, sen konuş ben mevzu olurum. Sen sev ben yavru kedi olurum. Bir acayip hissediyorum. Kemiklerim baget gibi birbirine vuruyor sen beni sevince.. Gemileri bana bağlıyorlar, bu iç savaşın sorumlusu benim, taliban benim, kuzey ırak benim.. Bir tuhafım, kendimde değilim.. Konuyu açarsak sendeyim. Gelirken ekmek al, vodka al, şarap al içelim, vucüdumuzdaki tüm suyu tüketelim. Sabah alarmı siktir edelim, kahvaltı demleyip salonu yiyelim mühim değil.. Ben seni olağan üstü seviyorum, sağlıklı cümlüler bekleme benden. Aşk saçmalamaktır sevgilim lütfen sende saçmala. Saçma sapan işler yapalım...

Ne söylediğimi bilmiyorum. Ne bok yediğimi bilmiyorum. Çayım soğudu dur. Gelicem..

15 Eylül 2012 Cumartesi

Çayın varsa alırım..

"Özleyen özledim diyemez, oturup bi çay daha içermiş" derdi kaptan Ceyk'im.. Onu özledim.. Her an "çay var kank gel" demesini özledim.. Karşı kapıdan kuzusunun çıkıp gelmesini özledim.. Can'nım Canan'ımın gecenin körü çıkıp soda bahane etmesini özledim.. Velhasıl bu ara özledim Allah özledim, özledim anam babam özledim.. Öyle işte söyleyecek lafım çoktur elbet ama halim yoktur şimdi.

19 Temmuz 2012 Perşembe

GİTMEK LAZIM

Gitmek gerekir bazen.. Öyle hiçbir şeye dokunmadan, hiçbir anı yanına almadan.. Gitmek gerekir bazen.. Çayın yarım kalmıştır, belki sigaran yanıyordur.. Hiçbir şeyi düşünmeden ve herkes ne hali varsa görmekteyken.. Hemen o an her şeyi kendi iklimine bırakıp, içinden uzun bir yol tutup, gitmek lazım bazen.. Korkma uzun yolculuklar yormaz insanı..İçini acıtmaz mesela ayaklarına inen kara sular, eski bir kokunun burnuna dokunması kadar.. Şimdi kalsan ne bu şehir değişir ne sen ! O yüzden gitmek lazım bazen.. Yüreğinin değil ayaklarının götürdüğü yere.

1 Mayıs 2012 Salı

Ne günlere kalmışım.

Şu an yatağımın üzerine uzanmış elimde bilgisayar sözüm ona tez'imi bitirmeye çalışıyorum.. Facebook, twitter vs sosyal medya denilen her türlü paylaşım sitesinde bir bağım olduğu için onlar da açık duruyor kenarda, bakıyorum hani arada .. Teknoloji veya sanal dünya düşmanı bi kadın değilim elbette, ama ekran karşısından 24 saat kalkmayan insanlar tanıyorum. İnsanlığımızı ya da ne bilim bizi insan yaptığını düşündüğüm özelliklerimizi kaybetmiyoruz.. Mesela konuşmak gibi, mesela masaya 5 6 kişi oturup yemek yemek gibi.. Neyse aslında bu değildi şu an derdim :)Ne diyordum evet; Anasayfamı güncelledikçe eş dost herkesin orada burada yaptıkları gönderileri gördüm.. Ondan ona, ondan ona derken geçen sene bu zamanlara gittim. Üşenmeden oturup saydım tam 10 aydır Kütahya-Bursa arası gidip geldim; ki Bursa'ya gidişlerim sayılı.. Ben ki yeni güne yeni şehirlerin sabahında uyanmayı severdim.. Ben ki çok okuyan mı bilir, çok gezen mi paradoksunda çok gezenin canlı kanlı ıspatıydım.. Oy ne günlere kalacakmışım. "Ölmüşüm de gömenim yokmuş!" anneanne lafımı da ettim, oh tamam.. Sütümü de içer, kuzu kuzu uyurum artık. Pöff..

28 Nisan 2012 Cumartesi

Anılar bazen, Bazen anılar.

Bir evde en çok pencere mermerlerini severim. Bir de oturmaya müsaitlerse oh mis değmeyin keyfime, hemencik kurulurum oraya. Penceyeyi açıp saatlerce öylece oturduğum olmuştur. Küçükken çocuklar parmak emer ya da tırnak yerler ya hani ben de penceere kedisi olurdum. Hala daha vazgeçedim bu güzel alışkanlığımdan. Bazen bir kahve, bazen bir kitap, bazen bir müzik ve çoğu zaman da akşam serinliği eşlik ederdi bana. Son yıllarda bir de sigara eklendi tabi..
Canımı okuyan bir kışın ardından, baharın ilk serinliğine "merhaba" dedim bu gece. Kahvem, sigaram, fonda Zülfü Livaeli'm ve elimde Özdemir Asaf'ımla.. Sayfalarca yazmak; aklımdan, kalbimden, hayatımdan geçenleri sıralamak isterdim. Ama gariptir ki en çok beni dikizleyen komşu teyzenin penceresine doğru bağırıp, çığlık patlatmak istedim.. Yapamadım ! Anladım ki eskisi kadar özgür, eskisi kadar başına buyruk, eskisi gibi her istediğini yapan "o kadın" değilmişim artık.. Unutmuş, kaybetmiş, yok etmişim. Yeniden doğmak mümkün müdür? Ya yeniden var olmak? Bazen her sorduğum sorunun cevabını hemen bulmak istiyorum.. Bazen soru bile sormak istemiyorum.. Ve gördüm ki bazenler iste böyle çoğalıyormuş bazen !

22 Nisan 2012 Pazar

Gökten iki elma düşse..

Artık benim olmayan şehrimde, suç ortakları aramaya koyuldum..
Aynı hissi, aynı sesi, aynı kokuyu duymayı bekledim. Ve hatta okulun köşesinden çıkıverecekmişsin gibi yolunu gözledim.. Bir garip kadın oldum ya bu günlerde ! Hafızam ben de değil, benim değil, kendi aleminde yaşayıp gidiyor. Bense duramıyor, durduramıyorum. Dün Şehreküstü'nde yürürüdük yine.. Asırlık çınarları yuva edinmiş kuşların gazabından kaçmak için elimizde kolalarla koştuk bi uçtan diğerine.. Anlaşmış gibi aynı anda durup, aynı tonda kahkalarımız yankılanınca her yanda, tarifsiz bir duyguya büründü tüm benliğim. Özlem miydi, huzur muydu bu? O an öncesini, sonrasını yoksayıp öylece kalmak istedim. Hem zaten her masal da böyle bitmez mi? Bir elma bana, bir elma sana olsun ve sonsuza dek o anda kalalım...

Laf söyledi bal kabağı

Öyle bir an geliyor ki, susuyorsun. Sanki konuşmak istesen dilinden tek kelime çıkabilecekmiş gibi.. Görmek istesen gözün güzelliği görebilecekmiş gibi. İşte öyle zamanları toplayıp sana bir ben biriktiriyorum. Çocukluğumun en masum gülümsemelerini kimseye elletmiyorum, sana aitler.Beklemek… Ne zor bir kelime… Olur ya elin gider kâğıda, kaleme. Yazamazsın. Yazarsın, kendine bile okuyamazsın. Özlemekten utandığın oluyor mu? Bu ne biçim yangın dediğin? Gözümü kapasam da bir gün daha geçse dediğin mesela? “Allah sabredenle beraberdir” diyor ya Kitap, korkumdan sabrettiğim oluyor. İçim içimi kemirip de sabrediyormuş gibi yaptığım bazen. Sanki ellerim yetermiş gibi duygularımı kapatmaya. Yetmiyor… Gelecek derdim sana… Güzel günler gelecek, bu korku neden? Ne var ki, geleceğin daha fazla karanlıktan başka vaadi yok. Sana uzun uzun susuyorum, zaten konuşmak istesem de dilimden tek kelime çıkmıyor… Lakin o gülümsemeler, hâlâ sana aitler…

20 Nisan 2012 Cuma

Kadınlar eve hapsediliyor !

Toplum kadını eve hapsediyor, geceleri sokağa çıkma hakkını elinden alıyor. Çünkü sokaklar güvensiz, çünkü tehlikeli, çünkü kadınsın, çünkü davetkarsın(!), çünkü baban aslında sana güveniyor ama etrafındakilere güvenmiyor, çünkü komşunun kızı bilmem nereden gelirken bilmem kim takılıvermiş de peşine bilmem ne gelivermiş başına, çünkü insanlar çiğ süt emmiş, kanı bozuklarla doluymuş, sen yolunda gitsen de rahat bırakmazlarmış, eteğinin boyu uygun değilmiş, sonra elalem ne dermiş, adımızı mı çıkaracaksın hem? Ne olacak bu kadınların geceleri hapsedilmesi? Bizi erkeklerden(sokaktaki adam) koruyan diğer erkeklerden(baba, abi, koca) ne zaman kurtulacağız? Hem madem sorun bizde değil de onlarda, o halde kapatılması gereken de onlar değil mi? Tehlike yaratan insanlar özgürken neden hapsedilen, yasaklarla karşılaşan hep kadınlar oluyor?

Yetmiyor bildiklerim..

Ben artık sıkıldım güçlü görünmekten.. İçim düğüm düğümken başka düğümleri çözmeye çalışmaktan.. Herkese yetişmekten ama kendime hep geç kalmaktan.. Eskiden olsa bir şekilde yakasından tutup hayatın "hoop noluyo burda?" derdim, ama şimdi tutunduğum her hayat elimde kalıyor ! Ya benim gücüm tükenmiş, ya da hayatın karşıma çıkardığı yürekler tükenmiş. Hak etmeyenler en konforlu kalplerde sefalarını sürerken, ben her kalpten tahliye edilir oldum iyi halden mütevellit..